forum-94
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BOZKIR NEDİR

Aşağa gitmek

PC BOZKIR NEDİR

Mesaj tarafından SaNcArHaN Salı Mart 24, 2009 5:18 pm

Ecdadımız, geniş coğrafyaya yayılmış olmak, yarı göçebe yaşamak, hareketli hayat sürmek sebebiyle, yazmaya ve düşünmeye vakit bulamamıştır; onun için fazla belge yoktur. Bu durum tarihimizin incelenmesini zorlaştırmaktadır.
Batı Türkistan’da, Aşkabat çevresinde yapılan kazılarda, MÖ V. bine ulaşan yerleşme merkezleri bulunmuştur. Anav kültürü olarak bilinen bu medeniyetin kimlere ait olduğu kesinlik kazanmamış ise de, Türk izleri taşımaktadır.
Altay-Sayan dağlarının kuzey batısında, M.Ö. 2500-1700 arasında meydan geldiği anlaşılan Afanasyevo kültürü Türk sosyal hayatının ilk örneğini yansıtmasıdır. Bu kültürde atın ehlileştirildiği ve koyun beslendiği görülmektedir. Ayrıca toprak kaplar, bakır ve tunçtan yapılmış çeşitli silâh ve süs eşyaları da bulunmuştur.
Altay-Ural-Aral çevresine, M.Ö.1700-1200 arsında teşekkül eden, tunçtan ve altından eşya yapımının geliştiği bilinen Andronovo kültürü ile onun bir devamı gibi görülen Yenisey-İrtiş çevresinde yer alan ve demirin işlenip, silâh yapımında kullanıldığı ilk kültür olan; keçe çadırların ve tekerlekli arabaların kullanıldığı Karasuk kültürü (M.Ö.1300-800) ve onun devamı olan Tagar kültürü ile Pazırık kültürü Türklere ait kültürlerdir.
Atalarımız tarafından meydana getirilmiş ve MÖ 2500 - MS 1000 yılları arasında 3500 yıl varlığını devam ettirmiş bulunan, İslâm olunca daha da gelişerek Türk - İslâm Medeniyeti adını alan bu kültüre “atlı kültür” “göçebe kültürü” “atlı-göçebe kültürü” de denmiştir. Fakat doğrusu “Bozkır Kültürü”dür.Kültürün temeli, insan, coğrafya ve çevredir. Kültürü bu üç unsur meydana getirir.
Türk coğrafyası bozkırdır. İklimi sert, suyu az, ağaçtan ziyade çayır, sarp kayalar, derin uçurumlar, yüksek yaylalar ve vadiler bulunan, uçsuz, bucaksız bir arazi... Türk’ün, gönlünce at koşturacağı, istediği yere konup, göçeceği; haşır, neşir olduğu bir yer yüzü...
Çevre, her an tetik olunmasını icabettiren, düşmanlarla dolu...
İnsanımız bu sert tabiat içerisinde şekillenmiş; altında atı, elinde kılıcı, gönlünde Türk Töresi ile kendine has bir hayat tarzı ortaya koymuştur. İşte Bozkır Kültürü budur.
B O Z K I R K Ü L T Ü R Ü N D E N E N A S I L D I R ?
A - Soysal Yapı
Aile, Türk tarihinin kökü ve dinamik çekirdeğidir. Türk ailesi devlet teşkilâtının küçük bir örneğidir. Ailede reis babadır. Tek kadınla evlenilir. Kuma alındığı da olmakla beraber onun ve ondan doğan çocukların baba mirasında hakları yoktur.
İçtimaî yapı şöyle şekillenmişti: Aile (oğuş) - Soy (urug) - Boy (bod, kabile, ok) - Boylar birliği (bodın) - İl (devlet)
İl (Devlet) olmanın şartları: İstiklâl, ülke, halk, hukuk (töre)
Türklerde imtiyazlı zümre (aristokrasi) yoktur. Çünkü, bu durumu ortaya çıkartan geniş topraklara sahip olmak (iktisadî büyüklük), askerliği meslek edinmek (idarî-siyasî ağırlık), ruhanî zümreye mensup olmak (dinî üstünlük) yoktu. Her kabilenin oturacağı yerin, yiyeceği etin belli olması, bir imtiyazdan değil, teşkilâtçılığın icaplarındandır.Beylik bile irsî değildir; lâyık olanlar bey olur. Vergi muafiyeti vs. yoktur. Her şey töreye bağlıdır. Töre ve devlet iç içedir. Kimse töreden üstün değildir. Törenin temeli, adalet, iyilik, eşitlik ve insanlıktır.
B - Hükümranlık (Hâkimiyet)
Hükümranlık, devletin hukukî bakımdan, emretme hak ve yetkisine ve o emri yerine getirtme gücüne sahip olması demektir. Üç türlü hâkimiyet vardır:
Gelenekçi hâkimiyet
Karizmatik hâkimiyet
Kanunî (Demokratik) hâkimiyet
Eski Türk hâkimiyeti karizmatik idi. Yani hükümdarlık yetki ve kudreti Tanrı tarafından bağışlanmıştı. Bu Tanrı lütfuna “Kut” denirdi. Hükümdar bu kuta lâyık olmazsa elinden alınır, halk hükümdarının kıymetini bilemezse başından belâ eksik olmazdı.
C - İdarî Teşkilât
1. Devlet Meclisi (Toy)
Toy, yılda üç defa yapılır: İlk baharın başında, sonunda ve güz başında...
Birinci toplantı daha çok dinîdir; sarayda yapılır. İkinci toplantı en mühimidir. Bu toplantıda ülkenin meseleleri görüşülür, rütbeler tasdik edilir, gerekirse töreye yeni maddeler eklenir. Kurbanlar kesilir, ziyafetler verilir, eğlenceler yapılırdı. Üçüncü toplantı, devletin insan ve askerî gücü, hayvan mevcudu tespit edilir; bir nevî sayımdır.
Toyların tabiî üyeleri: Hükümdar, hatun, hükümdar çocukları (teginler), hükümet üyeleri, bağlı kavimlerin beyleri, ordu başbuğları, yüksek makam sahibi memurlar. Tabiî üyeler toya katılmak mecburiyetindedirler.
2. Hükûmet (Ayukı)
Toy kararlarının uygulanması ve dış ilişkilerin düzenlenmesi için kurulan meclise hükümet denmektedir. Hükümet üyeleri, hanedan mensupları dışından, hizmetleri ile adını duyurmuş, dirayetli kimseler arasından seçiliyordu; 9 bakandan oluşurdu. Bunların altısı dış-bakan, üçü iç-bakan idi.
Yasama yetkisi devlet meclisinde, icra yetkisi hükümetin elindeydi.
3. Hükümdar (Oğuz, Aşina, Bozkurt soyundan)
Türk hükümdarı, göğün altındaki bütün ülkelerin hükümdarı olarak düşünülüyordu. Türk kağanı, Tanrı’nın yerdeki temsilcisi kabul edilirdi. Kağanı devlet meclisi seçer, Tanrı ona kut, kuvvet verirdi. Halkına iyi hizmet etmezse kağanlığını geri alırdı. Halk da Tanrı’nın lütfuna nankörlük ederse onu kağansız bırakırdı. Hükümdarın Oğuz neslinden olması gerekirdi ve üç mühim vazifesi vardı:
İktisadî istikrar yani doyurma, giydirme, barındırma.
Adil kanun ve fark gözetmeden uygulama.
Asayişi temin etme.
Hükümdarlar bilge ve alp olurlardı. Bilge, bilgi sahibi olmaktır; ama bu bilgi, Hind’de, İran’da, Çin’de olduğu gibi kitaba dayalı bir kuru nazariye değil, geçmişteki hâdiselere ve hayat tecrübelerine dayalı, canlı bir bilgidir. Bilge, hikmeti de içine alır. Alplik ise, yiğitlik, cesaret, atılganlık, kahramanlıktır
4. Hatun
Türk devletlerinde katunlar söz sahibi idiler. Törenlerde hükümdarın yanında oturur, ona vekâlet eder, elçileri ayrı kabul ederlerdi. Bunların Türk olmasına çok dikkat edilirdi.
5. Veliahd (Tegin)
Hükümdardan sonra, devlet meclisi uygun görürse, oğullarından birisi, o küçükse amcası başa geçerdi. Teginler ülkenin bir bölgesine “şad” unvanı ile tayin edilir, bazan da tümen komutanı yapılırlardı; toyun tabiî üyesi idiler.
6. Ülkenin Siyasî Taksimi

Arazi iki bölgeye ayrılırdı: Sağ-sol, ak-kara, sarı-kara, iç-dış, Üç ok-Boz ok, gibi... Bunlardan biri, iç işlerinde serbest olarak diğerine tâbi olurdu. Hakan tekti ve kut onundu.

7. Hariciye

Tarihin her döneminde olduğu gibi, eski zaman Türklerinde de dış işeri çok önemli idi. Bakanlar, elçiler, casuslar ve diğer memurlarıyla kalabalık bir teşkilâttı. Kararlar yazıya alınır ve altına hükümdarın damgası (tuğra) basılırdı.

8. Ordu

Sivil ve ordu diye bir ayırım yoktur; herkes askerdir. Ordu atlıdır. Ücretli asker hiç olmamıştır. Beslenme, kurut
denilen at pastırması iledir.

Boy esasına göre ayrılmış 24 tümen vardı. Bunlar 10, 100, 1000, 10 000’lik bölümlere ayrılmıştı. (Bu düzen Attila eliyle Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayılmıştır.)
Sağlam ve sert disiplini sayesinde bu ordu birkaç dakikada savaş düzenine sokulurdu.

Türkler, her devirde silahın en iyisini, taktiğin en ustacasına kullanmıştır. Islık çalan ok, yangın mermisi, mancınık, çift kavisli yay, kement, Turan Taktiği bizim icadımızdır.

9. Adliye

Suç şiddetle cezalandırılırdı: Adam öldürme, soygun, hırsızlık, hayvan kaçırma suçunu işleyenler; barış zamanlarında başkalarına kılıç çekenler hemen öldürülür. Bunların mallarına el konur; aile fertlerinin hürriyetleri kısıtlanırdı. Irza tecavüz en ağır suçlardandı; yapan evli ise öldürülür, bekârsa kırbaçlanırdı. Hafif suçlarda on güne kadar hapis vardı. Kan gütme yoktu; çünkü suçlar, devlet tarafından titizlikle takip edilirdi.

Yüksek devlet mahkemesinin başkanı hükümdardı. Başka mahkemeler de vardı.


Ç - İktisadî Hayat

1. Hayvancılık

Bozkırda hantal hayvanlar yetişmediği için, at ve koyun beslenmiştir. Sığır, deve, katır da bir miktar vardı. Seyyah İbni Fadlan, Oğuzlar arasında 100 000 koyun ve 10 000 binek hayvanına sahip kimseler gördüğünü yazmaktadır. Oğuz Han, bir seferinden dönüşte 1000 koyun ve 900 at kesilerek şölen yapılmıştır.

2. Ziraat

Ülkenin batısı, doğusuna göre daha ileridir. Hunlar zamanında, Altay bölgesinde açılan Çulışman Kanalı, Göktürklerin açtığı 10 km’lik Tötö Kanalı ki, 1935’den beri Ruslar tarafından kullanılmaktadır.

Çinlilerden tohum, alet ve amele getirtirilerek üstün seviyede tarımcılık yapılmıştır. 698’de Kapgan Kağan, Çinlilerle yaptığı bir antlaşma ile onlardan 3000 ziraat aleti, 12 500 ton tohumluk almıştır.

3. Endüstri ve Ticaret

Hayvan, deri, kösele, kürk, hayvanî gıda satıp, hububat ve giyim eşyası alınmıştır. Çin-Türk ve Bizans-Türk sınırında pazar yerleri kurularak alış verişler yapılmıştır. İpek ve kürk yolu devletin can damarı olmuş, o yollar için savaşlar bile yapılmıştır. Türkler, Avrupa’dan asırlarca önce kâğıdı biliyorlardı; onlardan, 751 yılında Araplara, onlardan da Avrupa’ya geçmiştir.

4. Madencilik

Altaylarda emsallerinden çok ileri bir altın ve demir endüstrisi vardı. Zaten Türk fetihleri atın sürati ve demirin gücüne dayanmakta idi. Türkler, nişadır, boraks, bakır oksit, ve maden kömürünü ustalıkla kullanmışlardır. Bunlar daha sonra yine Türkler eliyle başka memleketlere ve Avrupa’ya geçmiştir.


D - El Sanatları

Ok, yay, kılıç, kalkan, mızrak, temren, at ve eyer takımı yapmakta pek mahirdiler. İşlerinde ince bir zevk vardı. Marangozlukta da çok ileri idiler, masa, koltuk, dolap yapmaktaydılar. Elbiseleri için ütü dahi kullanmışlardır. Üstün seviyede halıcılık vardı. Altay Dağlarında bulunan Pazırık Halısı bunun delilidir.


E - Şehircilik

Yazın yaylalarda, kışın vadilerde otururlardı. Evlerini kerpiçten yaparlardı. Ahşap evler de vardı. Şehirler, ticaret ve sanayi yerleri idi. Surlu şehirler yok denecek kadar azdı.


F - Giyim

Koyun, kuzu, sığır, tilki derisi ile, koyun, keçi ve deve yününden yapılan giyecekleri vardı. Kumaş ve bez dokurlardı. İç çamaşırları da yapılırdı. Keten gömlek, pantolon ve ceket giyerlerdi. Kendir yapılırdı. Türkler, börk ve başlıklarını saygı olarak büyüklerinin yanında çıkartırlardı.


G - Beslenme
Temel besin maddesi koyun ve at etiydi. Ana içkileri kımızdı. Buğday ve darıdan yapılan başka içecekleri de vardı. Sebzeye fazla itibar edilmezdi.
SaNcArHaN
SaNcArHaN
SiTe KuRuCu (AdMiN)
SiTe KuRuCu (AdMiN)

Kayıt tarihi : 21/03/09
Mesaj Sayısı : 1151
Tecrübe : 8266
Teşekkür : 134
Yaş : 30
Nerden : ANKARA

Cüzdan
Para Para: 745
Altın Altın: 1759

https://forum-94.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz