Similar topics
ŞİİRDE TEMA
ŞİİRDE TEMA
Tema Hakkında
Şiirde yapı ve temayı birbirinden ayırmak bir göstergede gösteren ile gösterileni ayırmaya kalkmaktan farksızdır. Şiir metninde ele alınan tema o yapıyla birlikte vardır. Onları birbirinden ayırmak, kelimenin yazılışı ve sesiyle anlamını ayırmaktır. Bu da mümkün değildir. Ama inceleme ve öğretme alanlarında buna ihtiyaç vardır.
Örneğin: "Ağaç" göstergesinin gösterileni soyuttur, bu gösterge belli bir ağacı ifade ettiği zaman somutlaşır. Metin düzeyinde tema da böyledir. Belli bir şiirde, şiirin yapısı ve anlatımıyla somutlasın Bir şiirin temasını bulmak için gösteren durumundaki yapı ve anlatımdan yola çıkmak, bu yapıyı oluşturan birimleri neyin bir araya getirdiğini; bu birimlerin niçin bir araya geldiğini sormak gerekir.
Şiirde yapıyı meydana getiren birimlerin kesiştiği, birleştiği anlam değerinin en kısa ve yalın ifadesine ?tema? denir. Şiirin soyut anlamı, metindeki birimlerin merkezindedir, onlarla vardır, onların varlığında somutluk kazanır. Öyleyse yapıyı meydana getiren ses ve anlam kaynaşmasından oluşan birimlerin tümünün birleştiği anlam değerini belirlemek temayı bulmaktır.
Karacaoğlan'ın semaisinde tema sevgiliden ayrılarak gurbetin verdiği acıdır. Bu bir duygu hâlidir. Sözü edilen şiirde belirlenen ve kabul edilen duygu hâlinin şiire özgü yapı ve söyleyişle iletimi söz konusudur. Bu tema metindeki birimlerin ortak paydası durumundadır.
Ancak daha önce de belirtildiği gibi bu birimler arasında organik bir bağ yoktur. Temanın belli bir kişinin deneyiminde ve yaşantısında değil metnin söylendiği geleneğin ve dönemin kabullerinden gücünü alır. Ancak söyleyen de dinleyen de bu kabulde kendisini bulur, bu temaya ve söyleyişe göre kendi içinde kendi şiirini kurar.
Öyle ki Türkçenin evreninde bu günde bu şiiri okuyan veya dinleyen insan kendi şiirini kurar, yani metni kendince yeniden yazar. Üzerinde durulan şiirde sevgili vefasızdır, acıya, gurbete çıkmaya ayrılığa sebep olur. Âşık hep onun peşindedir. Âşığın aşkı sebebiyle katlandığı acı, çektiği çile onun aşkının derecesinin ifadesidir; ayrıca onun olgunlaşmasını sağlar. Bütün bunların temelinde de dönemin zihniyeti olduğunu söylemek gerekir.
İşlenen duygu hâli, sevenle sevilen arasındaki ilişkinin doğal ifadesi olarak belirlenmiştir, yani gücünü dönemin zevki ve anlayışıyla ilgili kabullerden alır.
Sanatkârın görevi, yeni bir duygu hâlini ortaya koyup yorumlamaktan çok ortak kabulü ve anlayışı en güzel ve en iyi ifade etmektir. Böylece şiir en güzelde herkesi birleştirir.
Tema, yapıyı meydana getiren birimlerin kesiştiği bir noktadır, onları kendi ekseninde birleştirerek metnin oluşmasını sağlar. Yapıyı ve temayı birbirinden ayrı düşünmek, açıklamak ve öğretmek için belki gereklidir.Ayrıca dönemlere göre şiirlerin temaları değerlendirilirken, şairlere özgü ?dikkat, duyarlılık, söyleyiş, dili kullanma becerisi ve imge kurma becerisini yadsımamak gerekir. Çünkü bunların gerçekleşmesinde şairin kültürü, zevki, sanat anlayışı son derece önemlidir.
Şiirde yapı ve temayı birbirinden ayırmak bir göstergede gösteren ile gösterileni ayırmaya kalkmaktan farksızdır. Şiir metninde ele alınan tema o yapıyla birlikte vardır. Onları birbirinden ayırmak, kelimenin yazılışı ve sesiyle anlamını ayırmaktır. Bu da mümkün değildir. Ama inceleme ve öğretme alanlarında buna ihtiyaç vardır.
Örneğin: "Ağaç" göstergesinin gösterileni soyuttur, bu gösterge belli bir ağacı ifade ettiği zaman somutlaşır. Metin düzeyinde tema da böyledir. Belli bir şiirde, şiirin yapısı ve anlatımıyla somutlasın Bir şiirin temasını bulmak için gösteren durumundaki yapı ve anlatımdan yola çıkmak, bu yapıyı oluşturan birimleri neyin bir araya getirdiğini; bu birimlerin niçin bir araya geldiğini sormak gerekir.
Şiirde yapıyı meydana getiren birimlerin kesiştiği, birleştiği anlam değerinin en kısa ve yalın ifadesine ?tema? denir. Şiirin soyut anlamı, metindeki birimlerin merkezindedir, onlarla vardır, onların varlığında somutluk kazanır. Öyleyse yapıyı meydana getiren ses ve anlam kaynaşmasından oluşan birimlerin tümünün birleştiği anlam değerini belirlemek temayı bulmaktır.
Karacaoğlan'ın semaisinde tema sevgiliden ayrılarak gurbetin verdiği acıdır. Bu bir duygu hâlidir. Sözü edilen şiirde belirlenen ve kabul edilen duygu hâlinin şiire özgü yapı ve söyleyişle iletimi söz konusudur. Bu tema metindeki birimlerin ortak paydası durumundadır.
Ancak daha önce de belirtildiği gibi bu birimler arasında organik bir bağ yoktur. Temanın belli bir kişinin deneyiminde ve yaşantısında değil metnin söylendiği geleneğin ve dönemin kabullerinden gücünü alır. Ancak söyleyen de dinleyen de bu kabulde kendisini bulur, bu temaya ve söyleyişe göre kendi içinde kendi şiirini kurar.
Öyle ki Türkçenin evreninde bu günde bu şiiri okuyan veya dinleyen insan kendi şiirini kurar, yani metni kendince yeniden yazar. Üzerinde durulan şiirde sevgili vefasızdır, acıya, gurbete çıkmaya ayrılığa sebep olur. Âşık hep onun peşindedir. Âşığın aşkı sebebiyle katlandığı acı, çektiği çile onun aşkının derecesinin ifadesidir; ayrıca onun olgunlaşmasını sağlar. Bütün bunların temelinde de dönemin zihniyeti olduğunu söylemek gerekir.
İşlenen duygu hâli, sevenle sevilen arasındaki ilişkinin doğal ifadesi olarak belirlenmiştir, yani gücünü dönemin zevki ve anlayışıyla ilgili kabullerden alır.
Sanatkârın görevi, yeni bir duygu hâlini ortaya koyup yorumlamaktan çok ortak kabulü ve anlayışı en güzel ve en iyi ifade etmektir. Böylece şiir en güzelde herkesi birleştirir.
Tema, yapıyı meydana getiren birimlerin kesiştiği bir noktadır, onları kendi ekseninde birleştirerek metnin oluşmasını sağlar. Yapıyı ve temayı birbirinden ayrı düşünmek, açıklamak ve öğretmek için belki gereklidir.Ayrıca dönemlere göre şiirlerin temaları değerlendirilirken, şairlere özgü ?dikkat, duyarlılık, söyleyiş, dili kullanma becerisi ve imge kurma becerisini yadsımamak gerekir. Çünkü bunların gerçekleşmesinde şairin kültürü, zevki, sanat anlayışı son derece önemlidir.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz